Nuray Bartoschek

ASLA VAZGEÇME!

Nuray Bartoschek

  • 3200

Hiç düşündünüz mü, tüm  yaşamınızı  geri alma şansınız olsa yine aynı yollardan geçerek mi bugüne gelmeyi seçerdiniz?  Geçmişi sorguladığımızda,  çoğu kez  yaşamımızın önemli kilit noktalarını oluşturan kararları verirken ulaşılması olanaksız gibi görünen hedeflerimizden vazgeçerek en kolay ve kestirme yoldan ulaşabileceğimiz seçenekler doğrultusunda yaşamımıza yön verdiğimizi görüyoruz.  Peki, ya  vazgeçmeseydik ? Zor olanı, başkalarının “asla başaramazsın” dediği, olanaksız görüneni seçmiş olsaydık…Hata yapmaktan, başkalarının ne diyeceğinden, ne düşüneceğinden korkmasaydık..  İnançla, sabırla,   daha çok çalışsaydık…Kan ter içinde hedefimize koşsaydık…Gerekirse uykusuz geceler geçirerek sabahlasaydık şu an yine aynı bulunduğumuz yerde mi olurduk acaba, ne dersiniz?  Sıkıya girdiğimizde kolayca vazgeçiverdiğimiz zor hedefler bizi şu an içinde bulunduğumuz koşullardan daha iyi bir yerlere taşır mıydı?   Geçmişi sorgulamak çoğu kez içimizi daraltıyor değil mi? O halde  geçmişin pişmanlıklarından uzaklaşarak  yarınımızı ilgilendiren varsayımlar üzerine düşünelim biraz da..

Günlerdir,  aylardır belki de daha uzun zamandır   yeni bir buluş üzerinde çalışıyorsunuz. Yüzlerce hatta binlerce kez değişik yöntemler denediniz ama olmuyor, yine olmuyor! Çevrenizde hiç kimse başaracağınıza inanmadığı gibi başaramayacağınıza inandıklarını açıkça dile getiriyorlar.  Tepkiniz ne olurdu? Kulaklarınızı tıkayarak iki bin birinci kez denemeye devam eder miydiniz yoksa vazgeçer miydiniz?

Ne yazık ki,  pek çoğumuz  daha yolun çok başındayken  ya başaramayacağımıza inanıyoruz ya da “başaramazsın” diyenlerin etkisi altında kalıyor ve   iki bin birinci kez denemeyi göze alamıyor ,   hedefimizden vazgeçiyoruz. 

Oysa başarıyı elde edenlerin en önemli ortak özelliği ne olursa olsun, kim ne derse desin, ne denli zor ya da olanaksız görünse de hedefe koşmaktan asla vazgeçmemeleridir.

Thomas Edison bir ampulu yakmayı başarmak için iki bin değişik madde denedi. Hiç biri de işe yaramadığı zaman asistanı “Bütün çalışmalarımız boşa gitti” diye sitem etti. “Hiçbir şey öğrenmedik!”

Edison  kendinden emin bir biçimde yanıtladı “ Elbette uzun bir yol aldık ve çok şey öğrendik” dedi. “ Şimdi iyi bir ampul yapmak  için kullanamayacağımız iki bin element olduğunu biliyoruz.”

Ve Edison ampulu bulmayı başardığı zaman o unutulmayacak  sözünü söyledi “ Ne yazık ki,  insanlar çoğu kez başarıyı tam elde etmek üzereyken vazgeçtiklerini bilmiyorlar. “

 İki kez Nobel ödülü  alan ilk bilim kadını , polonyum ve radyum elementlerini bulan , radyoloji biliminin kurucusu   Marie Curie yaşadığı zor koşullara karşın düşlerinden asla vazgeçmedi .   0.1 gram saf radyumklorür  elde edebilmek için 3 yıldan fazla uğraştı.

 Marie Curie,  kızların okumaması, evlenip ev hanımı olmaları, ailelerine, çocuklarına bakmaları gerektiği görüşünün etkili olduğu koşullarda tüm olumsuz sözlere kulaklarını tıkadı ve hedefinden  asla vazgeçmedi. Öğrenimine ablası ile birlikte kaldığı küçük bir çatı katında devam etti.  O, başarının bir gece de elde edilemeyeceğini, başarıya giden kestirme bir yol olmadığını çok iyi biliyordu. Çalışma hayatında karşılaştığı zorluklar da onu yıldırmadı. Buluşlarıyla hem bilim dünyasına adını yazdırdı hem de başarılarıyla ilk başta yine Nobel ödülü almış kızı  olmak üzere pek çok kişi için rol model oldu ve olmaya devam ediyor. 

Bilim adamı Albert Einstein dört yaşına dek konuşmadı ve yedi yaşına dek yazamadı. Ailesi  onun normal olmadığını düşünüyordu. Öğretmenlerinden biri  zihinsel öğrenim güçlüğü olduğunu, sosyal olmadığını ve aptalca düşlerin peşinde olduğunu söyledi. Okuldan kovuldu ve teknik liseden geri çevrildi. En sonunda okuma yazmayı ve biraz matematik öğrendi. Ama her şeye karşın adını insanlık tarihine yazdırmayı başardı.

Walt Disney, hayal gücünden yoksun olduğu,  iyi düşünceleri olmadığı gerekçesiyle bir gazete yönetmeni tarafından kovuldu ve Disneyland’ı kurmadan önce defalarca iflas etti. Ayrıca park önerisi yalnızca ayak takımının gideceği düşüncesiyle reddedildi.

Charlie Chaplin pandomimleri saçma olduğu gerekçesiyle Hollywood sütüdyolarından kovuldu.

Beethoven öğrendiği teknikleri geliştirmek yerine kendi bestelerini yapmayı seçti. Öğretmeni “Besteci olması için hiç ümit yok” dedi. Oysa Beethoven en iyi beş bestesini işitme yeteneğini yitirdikten sonra yaptı.

 “MartıJonathan” kitabının yazarı Richard Bach daha önce on sekiz yayınevinden olumsuz yanıt aldı.

Kitapları pek çok dile çevrilen yazar JackLondon ilk hikayesini satmadan önce tam altı yüz red yanıtı aldı.

Bu listeyi böyle sayfalarca uzatabiliriz. Tüm bu ölümsüz isimler farklı alanlarda çalışmalar yapmış olsalar da hepsinin ortak bir yönü var, yaşadıkları tüm sıkıntılara, yaptıkları hatalara, çevrelerindeki herkesin hatta en yakınlarının bile söylediği tüm olumsuz sözlere karşın başaracaklarına olan inançlarını  yitirmediler. Asla vazgeçmediler.

Dün dünde kaldı. Ama yarınımızın nasıl olacağını bugünümüz belirleyecek. Unutmayalım, başarıya giden kestirme bir yol yok.  İnandığımız ve vazgeçmediğimiz sürece başaramayacağımız hiçbir şey yok. Aynı şu küçük öyküde olduğu gibi:

Öğretmen  tarihte vazgeçmeyenlerin nasıl ölümsüz olduklarını, tüm insanlığın onları sonsuza dek anımsayacaklarını anlatıyordu.  Sınıfa “ Thomas Edison vazgeçti mi?” diye sordu.

Tüm öğrenciler bir ağızdan yanıtladılar “ Hayıııır.”

Öğretmen  sormaya devam etti “Albert Einstein vazgeçti mi?”

Öğrenciler yine “Hayıııır” diye bağırdılar.

“Marie Curie vazgeçti mi?”

Yine “Hayıııır”  yükseldi sınıftan.

“Peki” dedi öğretmen “ JohnDowl vazgeçti mi?”

Öğrenciler  merakla “John Dowl kim?” diye sordular öğretmene.

Öğretmen, asla unutmayacakları bir yanıt verdi öğrencilerine:

“Bu ismi tanımıyorsunuz, çünkü o vazgeçti” dedi.

Haydi şimdi hep birlikte bu sihirli  iki sözcüğü  yazalım ve   başucumuza asalım, belleğimize kazıyalım: ASLA VAZGEÇME!

Yazarın Diğer Yazıları