Uyku bozukluğu psikolojiyi bozuyor

Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, uyku bozukluğunun psikolojiyi bozduğunu söyledi.

  • 656
Uyku bozukluğu psikolojiyi bozuyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, “Uyku ritminizi ayarlayın; yatış ve kalkış saatlerinizi olabildiğince benzer tutmaya çalışmak uyku ritminizi tutturmak açısından önemlidir. En azından beynimizin uyku süresini ayarlayabilmesi için hafta içi, hafta sonu ya da tatil günleri fark etmeksizin hep aynı saatte kalkılmalıdır. Uykudan önce egzersiz yapmayın; uykuya dalma aşamasında zihninizin dingin olması gereklidir. Aktif davranan ya da düşünen birinin uykuya dalması beklenemez. Bu yüzden gece uyumadan hemen önce sıkı egzersiz yaptıysanız, işleriniz bitmeden ya da aklınızda sorunlarla ve düşüncelerle yatağa girdiyseniz eğer uykuya dalma süreniz artacaktır. Egzersizinizi sabah ya da gün içinde yapmak faydalı olabilir. Zihin doluluğu içinse; işlerinizi yapma konusunu uyku düzeninize göre organize edebilirsiniz. Sorunlar, gündelik işler ve yapılacaklar aklınızda dönüp duruyorsa bunları bir kağıda yazıp, yatağa girebilirsiniz. Eğer sorunlar kişilerarası, gelecek veya geçmişle ilgiliyse uykunuzdan çalarak o sorunu hemen halledemeyeceğinizi kendinize söyleyebilirsiniz. Sağlıklı ve yeterli uykuyla belki de çözüm bulma şansınız artacaktır” dedi. “UYUDUĞUNUZ ODADA KENDİNİZİ RAHAT HİSSEDİN” Uyumak için kullanılan odanın ve şartların uyumaya uygun olması gerektiğini ifade eden Dr. Demirci, “Gürültüsü sizi rahatsız etmeyecek kadar, sıcaklığı ve nem oranı size uygun, yattığınız yerin rahatlığı, hatta yastığın kalitesi bile uyku düzeninizi etkileyebilir. Size uygununu ayarlamaya çalışın. Uyandıktan sonra daha fazla yatakta kalmayın; hepimizin kendini dinlenmiş hissettiği bir uyku süresi vardır. Genelde bu uyku süresi erişkinlerde 6-9 saat arası olarak bilinse de kişisel farklılıklar görülebilir. Uykumuzu aldığımızda gözlerimiz açılır ve o an kendimizi gayet dinç hissederiz. Sonrasında ‘Daha erken’, ‘Biraz daha uyusam ne olur ki?’, ‘Dün az uyumuştum, telafi edeyim’ gibi cümlelerle uyumaya devam etmek, amaçladığımız gibi bizi daha dinç ve dinlenmiş hale getirmeyecektir. Yatakta bilgisayar ve cep telefonu gibi teknolojik aletler kullanmayın; uyuduğumuz yerde uyumak ve cinsel hayat dışında aktivitede bulunmamak önemlidir. Yani; yatakta televizyon izlemek, yemek yemek, kitap okumak, bilgisayar ve cep telefonu kullanmak gibi davranışları başka yerde yapıp, yatağa olabildiğince nötr gelmelisiniz. Çünkü bu aktiviteler zihnin canlanmasını ve beynin aktifleşmesini sağlayarak uykuya dalma sürenizi uzatacaktır” diye konuştu. GÜN İÇİNDEKİ KISA UYKULAR DÜZENSİZLİĞE SEBEP OLABİLİR Uykuya dalma süresinin 15 dakikayı geçiyorsa kişinin kendini zorlaması gerektiğini kaydeden Dr. Demirci, “Eğer 15 dakikadır uyuyamıyorsanız yatakta daha fazla vakit geçirerek huzurla uyuduğunuz o ortamı kendinize bir eziyet alanı haline getirmeyin. Bunun yerine yataktan kalkıp sizi çok hareketlendirmeyecek ve daha uyanık hale getirmeyecek aktivitelerle uğraşabilirsiniz. Örnek olarak; ılık bir duş alabilir, fazlaca değerlendirme yapmanızı gerektirmeyecek bir şey izleyebilir, kitap okuyabilir ya da dinlendirici müzikler dinleyebilirsiniz. Uykunuz geldiğinde tekrar yatağa geçip, gözlerinizi kapatıp sakin ve huzurlu bir resmi ya da durumu hayal etmek sizi rahatlatacaktır. Eğer en az 15 dakika kadar yine uyuyamadıysanız tekrar kalkın. Gece yatmadan önce kafeinli içecekler tüketmeyin; kafein, nikotin, tein vb. gibi uyarıcı maddeler içeren; kahve, çay, enerji içecekleri, sigara kullanımı, alkol, bazı ağrı kesiciler ve asitli içecekleri özellikle uykusuzluk durumu olan kişiler olabildiğince tüketmemeye özen göstermelidir. Eğer kullanılıyorsa da gündüz saatlerinde tüketilmelidir. Çünkü beyin ne kadar aktif çalışırsa uyumak o kadar zorlaşır” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme